
Kuantum teorisi, evrenin sadece maddeden oluşuyor görünmesine rağmen enerji boyutunda canlı olduğunun kanıtıdır.
İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip fizik kurallarının en eski, gelişmiş ve yeni eklenen bilgileri ile dünyanın oluşumunun temel taşlarını, atom ve atom altı parçaların nasıl oluştuğunu inceleyen bir bilim dalıdır.
Kuantum fiziği, atomik, moleküler ve atom altı düzeyde madde ya da enerjinin doğasını ve davranışını inceleyebilen modern fiziğin oldukça önemli olan bir çalışma alanıdır.
1897yılında Pieter Zeeman, ışık dalgasının bir atomun içerisindeki hareketini, J.J. Thomson, atom içerisindeki elektronu, 1900 yılında Max Planck, kara cisim aydınlanması sonucunda enerji yayımını keşfetti ve tüm bu keşifler sonrasında da kuantum kuramı doğmuştur.
Kuantum fiziğinin genel olan uygulama alanı evreni keşfedebilme, karanlık maddeyi açıklayabilme ve yaratılışı ispatlamadır.
💫Bu kapsamda kuantum fiziğine göre evrende mevcut halde yer alan her şey, aynı anda hem dalga yapısına (enerji) hem de tanecik (madde) doğasına sahip olmaktadır.💫
Kuantum fiziği, klasik Newton teorisine göre her şeyin birbirinden ayrı ve bağımsız şeyler olduğu tezini çürütmüş, Kuran da bahsi geçen, mutasavvıfların yüzyıllardır dile getirdiği TEK’lik inancını bilimsel olarak ispatlamış bulunmaktadır. Kuantum fiziği ve mutasavvıflara göre Evren’deki her şey ne kadar farklı ve ayrı görünse de aslında aynı MUTLAK GERÇEK’ ten var olmuştur. İşte her şey bu MUTLAK GERÇEK’in farklı tezahürleridir.
Kuantum fiziğinin yaşayan en ünlü hocalarından Amerikalı fizikçi Dr. Fred Alan Wolf da kuantum fiziği mekaniğinin tasavvufi düşünce ile çok benzeştiğini söylemiştir. Kuantum fiziğine göre evrendeki her şeyin tıpkı tasavvufi inanıştaki gibi ‘bir’ olduğunu, ayrılık fikrinin ise sadece bir illüzyon olduğunu açıklamıştır verdiği konferansta. Kendi dilince vahdet-i vücud, ayna ve misal alemi gibi kavramlardan söz etmiş ve modern fiziğin geldiği son noktada da bunları gördüğünü itiraf etmişti.
Tasavvuf inanışındaki insanın Allah’ın aynası olduğu düşüncesi de bire bir kuantum dünyadaki ‘gözlemci etkisi’ kavramına karşılık geliyor. Yani aslında sadece bir gerçek gözlemci var, kuantum mantığı bunu gösteriyor. Ölüm de bu mutlak gözlemciye (Allah’a) geri dönüş. “Bilinç ve madde dünyası diye ikili bir dünya yok. Tek bir şey var. Gözleyen ve gözlemlenen de ayrı değil. Durmadan birbirlerine dönüşüyormuş gibi bir illüzyon yaratıyorlar sadece.
Hadid Suresi’nde de dendiği gibi: “Nerede olsanız o sizinle beraberdir. Çünkü size hayat veren ruhunuz ona bağlıdır.”
Bir söyleşisinde Mevlana’dan “Ruhumda patlayan volkandan yüzlerce dalgalı sel akarken, cennet benim dönmemi sağlıyor” beyitlerini hatırlatan Dr. Wolf, Mevlana’nın sözlerinin kuantum fiziğinin madde tanımlamasıyla (dalga frekanslarını oluşturmak için dönen elektronlar) bire bir benzeştiğini ifade ediyor.
Ünlü fizikçi Richard Feynman’ın da dediği gibi “Kuantum teorisi karşısında şaşkınlığa uğramayanlar bu teoriyi anlamamış demektir.” Anlamak için önce hayret etmek gerekir. Eğer klasik Aristo mantığıyla düşünürsen anlayamazsın ve boşluğa düşersin. Aristo mantığı ‘ya/ ya’ mantığıdır. Bir şey ya vardır ya yoktur gibi.
Kuantum fiziği ise ‘hem/ hem’ mantığıyla çalışır. Bir şey hem vardır hem de yoktur, hem dalgadır hem parça, hem güzeldir hem çirkin, hem doğrudur hem yanlış. Karşıt olasılıklar aynı anda vardır. Bu şekilde düşününce yargılamak zorlaşır, affetmek kolaylaşır…
Henüz yorum yok