
Tezahür (Oluşum, Olmak, Oldurmak) Nedir?Tezahür etmek düşünüldüğü kadar zor değildir çünkü istesek de istemesek de bunu sürekli yapıyoruz. Zor kısım, tezahür ettirmek yani olmak, oldurmak istediğiniz şeyi, sanki ona sahipmişsiniz gibi somutlaştırmaktan gelir. Zihinsel olarak kendinizi iyi hissetmiyorsanız ve odaklanamıyorsanız hayatınızı şu an olduğundan başka bir şekilde düşünmeniz muhtemelen zor olacaktır.
Kötü bir durum başınıza geldiğinde olumlu değişiklikleri tezahür ettirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz fakat istediğiniz sonuçları alamıyorsunuz bu muhtemelen Evren’den size ruh sağlığınızın sorumluluğunu alma zamanının geldiğini söyleyen bir mesajdır.
Nasıl Tezahür Ederim?
Bazen ruh sağlığınız kötüleşebilir. Bunun muhtemelen birkaç nedeni vardır fakat bunların tezahür veya loa (çekim yasası) ile hiçbir ilgisi yoktur. Aksine, ruh sağlığınız ve tezahür etmek istemenizin ardındaki motivasyonunuzla ilgilidir.
Zihinsel sağlıkları ve zihinsel alışkanlıkları zayıf olan insanlar genellikle içinde bulunduğu durumu iyileştirmek için yeni şeyler deneme konusunda başarısızdırlar. Henüz algılayamadıkları şey işe korku ve çaresizlikten dolayı kendilerini kısıtlamalarıdır bu durum sizi daha da kötüleştirecektir. Özellikle de kendi öz değerlerinizi somut, maddi kavramlarla ilişkilendirmeye devam ederseniz.
Kendiniz için olumlu bir şey ortaya çıkarmaya çalışıyorsanız ve bu işe yaramıyorsa, bu oldukça sinir bozucu olabilir. Ancak bu, başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Bu, yaklaşımınızı ve zihniyetinizi değiştirmeniz gerektiği anlamına gelir.
Çekim yasasının (loa) akıl sağlığını mahvettiğini veya kaygıları/depresyonları artırdığını söyleyen insanların, tek yapmaları gerekenin “olumlu düşünmek” olduğunu ve hayatlarının değişeceğine inandıklarını görüyorum…
Kimi zaman düşünce kalıplarını hemen değiştiremedikleri için utanç, suçluluk ve aşırı yetersizlik duyguları yaşıyorlar. Büyük olasılıkla kendi kendilerine, “Olumlu düşünemiyorum, bu yüzden kendim için asla olumlu şeyler tezahür ettiremiyorum, bu yüzden hayatım her zaman korkunç olacak” diye düşünüyorlar. Tüm bu bilgilerden sonra öğrendik ki ‘çekim yasası olumlu düşünmekten çok daha fazlası’.
Akıl sağlığımızı yönetmek bazen zor ve acı verici olabilir. Böyle düşündüğümüz ve hissettiğimiz için kendimizi cezalandırmak daha kolay geliyor. Ama bu neyi değiştirecek? Kendimizi hırpalamak ne zaman olumlu sonuç verdi?
Bu zihinsel alanda olduğumuzda, yapabileceğimiz tek şey olduğumuz yerde kendimizle buluşmak. Şu anda bulunduğunuz yeri kabul edin ve halihazırda sahip olduğunuz birçok nimet için şükretmeye devam edin. Sahip olduğumuz nimetleri görmeyi reddedersek veya sahip olduğumuz nimetlerle mutlu olmayı reddedersek ruh sağlığımız asla düzelmez.
Olumlu Tezahür
Olumlu düşünme, gerçekten mutlu bir yaşamın “sırrı” dır. Ancak, çekim yasasını çevreleyen en büyük efsane, ne olursa olsun her zaman pozitif olmanız gerektiğidir. “Bütün olumsuz duygular kötüdür ve kötü şeyleri çeker, bu nedenle iyi şeyleri çekmek için yalnızca olumlu ya da mutlu duygu ve düşüncelere sahip olmalısınız.” Buna toksik pozitiflik denir ve gerçeklerden kaçılmaz.
Kendinizi çok üzgün hissettiğinizde, yapabileceğiniz en kötü şey gerçekten üzülmenize izin vermemektir. Bu durum duygu ve düşüncenize saçma gelebilir çünkü tatsızlıkları bastırmaya ve onun yerine pozitif düşünceyi koymaya şartlanmışızdır. Söyleyeceğim şey size garip gelebilir fakat üzüntünün de iyi bir nedeni vardır. Duygularımızı gerçekten hissetmemize izin vermeyerek onları hiçe sayarsak bolluğu tezahür ettirmek neredeyse imkansız olacaktır.
Pozitif düşünme, bolluğu tezahür ettirmek için hayati olsa da, sadece pozitif olmak gerçekçi değildir. Duygularınızı hissetmekle, görmezden gelmek onları “olumlu” hale getirmekle çok farklıdır.
Herkes bazen kötü hisseder ve herkes kötü duygulara farklı tepki verir. Tüm duygular tamamen doğaldır ve hissedilmeyi hak eder.
Tüm duyguları yaşamamış olsaydık hayat ne kadar sıkıcı olurdu? Bizim için bir anlam ifade etmiyorlarsa neden tüm bu farklı duyguları hissetme yeteneğine sahip olalım ki? Bu “düşük titreşimli” duygular çok kötü bir şöhrete sahip. İnsanlar genellikle istemsizce düşük titreşimler hissettikleri zaman yalnızca daha düşük titreşimleri çekeceklerine inanırlar. Ancak, çekim yasası bu şekilde çalışmaz.
Çekim yasası, duygularınızdan çok temel inançlarınıza tepki verir. Bugün nasıl hissettiğiniz, tüm yaşamınız hakkında nasıl hissettiğinizi temsil etmez. Duygular genellikle temel inançlardan kaynaklansa da, temel inançlar duygularla aynı değildir.
Düşük titreşimli duyguları hissetmenize izin vermek, bilinçli tezahür çabalarınızı engellemeyecektir. Ana tezahür ettiriciler bile anında etki etmezler. Evrenin yanıt vermesi için bir enerji birikimi gerekir. Öyleyse duygularınızı hissedin ve kendinizi daha iyi tanıyın.
Aslında, düşük titreşimli duygularınızın var olmasına izin vermek, nihayetinde sizi daha mutlu ve çok yönlü bir insan yapacaktır. İyi olmayan şeylerin farkındaysanız, muhtemelen hayatınızdaki tüm iyi şeyler için daha da minnettar olacaksınız. Bu, düşük titreşimlerden daha erken geçip istediğiniz yüksek titreşime ulaşacaksınız demektir. Bundan sonra daha güçlü, daha sağlıklı ve daha iyi bir insan olacaksınız.
Dünyada iyi insanların olmadığına dair bir inancınız varsa, yalnızca “kötü” insanları kendinize çekersiniz çünkü çekim yasası bu inancı ruhunuzda hisseder. Böylece mevcut temel inançlarınız gereği üzgün ve mağlup hissetmenize neden olur. Daha sonra sizde istemsizce bu enerji oluşur ve evren buna yanıt verir.
Olumsuz koşulların değerini bilin; onlar olmasaydı ne istemediğinizi asla bilemezdiniz. Onlar yerine olabilecekler üzerinde durun ve bunların olması halinde kendinizi ne kadar harika hissedeceğinizi düşünün.
Henüz yorum yok